top of page

Edirne'nin Geri Alınması ve Düvel-i Muazzama Karşısında İttihat ve Terakki Hükumeti (1913)

  • Yazarın fotoğrafı: Müverrih
    Müverrih
  • 16 Tem 2019
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 24 Tem 2019


Vaktiyle 3 cihanda hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu mali, ekonomik sıkıntılardan ve kaybedilen savaşlardan dolayı git gide küçülmüş 93 Harbinin yaralarını daha yeni sarmışken Balkan Harbi'nin patlak vermesiyle bir anda Balkanlardaki bütün topraklarını kaybetmişti. Bulgarlar Çatalca'ya kadar gelmiş ve Osmanlı'yı sulha mecbur ederek Midye-Enez hattına kadar olan toprakları kendi ittifakları içinde taksim etmişlerdi. Hal böyle iken durumun böyle gitmeyeceğini bilen ve Trablusgarp harbi öncesi hükûmetten düşürülmüş olan İttihat ve Terakki Fırkası Enver Bey'in önderliğinde Bâb-ı Alî'ye baskın düzenleyerek Kâmil Paşa hükumetini istifaya zorlamış ve yerlerine kendilerinden gibi gözüken Mahmut Şevket Paşa'yı getirerek dizginleri ellerine almayı başarmışlardı. Bu baskının yapılma sebebi hükumetin tehditlerine son vermek ve yüzyıllardır Osmanlıların üzerinde at koşturduğu Edirne'yi ve Trakya'yı geri almaktı. Lakin bu yolda önünde ki en büyük engel Bab-ı Ali baskınından pek rahatsız olan İngilizlerdi. Hatta o derece ki İngiliz elçi Edward Grey parlemento da ki nutuklarla çoktan Osmanlı hükumetini tehdide başlamıştı. O zaman ki Sait Halim Paşa kabinesi eski Babı Ali zihniyetinde bir hükümet olmadığından gürültüye patırtıya meydan vermedi. Bunun üzerine İngilizler daha da ileriye giderek "Türkler Edirne'yi istirdada kıyam olursa duçar olacakları ceza pek şedit olacaktır. Belki İstanbul'u bile kaybedeceklerdir." diyerek Bab-ı Ali'ye şiddetli bir nota verdi. Fransızlar'da İngilizler'in bu fikirlerine iştirak ederek onlarda Bab-ı Ali'ye nota verdi.

Hükümet içinde bir takım görüş ayrılıkları yaşanırken Bulgarlar'ın yapılan anlaşmalardaki paylaşım planına riayet etmemesi, Balkanlarda ikinci bir harbin zuhur etmesi ile sonuçlanmış, Balkan İttifakı şimdi de Bulgaristan'a karşı savaş açmıştı. Bundan yararlanmak isteyen İttihat ve Terakki hükümeti çoktan parlementoda Edirne'nin geri alınmasının gerekliliğini vurgulamış Edirne için gerekli hazırlıkları yapmaya başlamıştı. Aynı zamanda Edirne'nin geri alınmamasını savunan muhalif kesim sürekli gözaltında tutulmuş herhangi bir kalkışmanın ve dedikodunun önüne geçilmesi sağlanmıştı. Askeri harekat içinse Talat Paşa Reji Umum Müdürü Mösyo Weyl ile görüşerek, 1.5 milyon borç almayı garantilemiş, Düyun-i Umumi'yedende 700 bin lira borç alınarak Edirne'ye yapılacak taarruzun maddi ihtiyaçları karşılanmıştı. Yapılan hazırlıkların sona ermesi neticesinde 13 Temmuz 1913'de irade-i seniyye ile padişah Edirne'nin geri alınması için gerekli emri verdi.

 Edirne'nin geri alınmasının gerektiğinin en ateşli savunucularından birisi de yukarıda bahsettiğimiz gibi o zaman Fransız hastanesinde yatan Enver Bey'dir. Enver Bey 2. Balkan Harbi'nin patlak verdiğini öğrenince 38 derece ateşine ve apandisitine rağmen 11. Kolordunun başına geçerek Eşref Bey'in emrine 300 kişilik bir kuvvet vermiş ve onu Lüleburgaz taraflarına kadar keşif yapması için görevlendirmiştir. Bulgarlar Çatalca hattında ciddi bir kuvvet bulundurmalarına rağmen bu kuvvetlerin çoğunu diğer düşmanlarına karşı kullanmak için diğer cephelere göndermişlerdir. Eşref Bey ise bu sayede ciddi bir kuvvete rastlamamış Lüleburgaz'da bir Bulgar taburunu esir etmiştir. Daha sonra ise yine Enver Bey'in emri ile Eşref Bey 4 bin kişilik kuvvetiyle bir gambotla Ereğli'ye çıkartma yapmış ve aynı gün Muratlı'ya varmıştır. Bu keşif sayesinde cesaretlenen Enver Paşa kolorduyu Edirne'ye doğru sürerek Bulgar Cephesini yarmış ve Edirne'nin fethine muvaffak olmuştur. İngiliz Başbakanı Asquith'in 1912'de "Edirne bir daha asla Türkiye'ye ait olmayacak" demesine rağmen hiç bir ümitsizliğe kapılmayan Enver Bey dik duruşu ve kararlığı sayesinde Edirne'nin tekrar Türk hakimiyetine girmesini sağlamıştır. Hatta öyle ki İngiltere Dış İşleri Bakanı Edward Grey, Enver Paşa'nın bu başarısından İngiltere'nin itibarı adına pek utanç duyduğu şu sözleri sarfedecektir; "Yüzyıllardan beri ilk defadır ki, Osmanlı Devleti'nin elden çıkardığı bir ülkesini askeri zaferi ve Avrupa'nın karar ve baskısına rağmen geri almıştır."

Enver Paşa ise muvaffakiyeti şu sözlerle anlatacaktır;

"İşte Allah'ın yardımıyla Edirne'ye dün sabah girdim. Süvari tugayı ile bir gün bir gece yürüyerek, tam on beş günlük yol aldıktan sonra Bulgarlar Edirne'de toplarını ve pek çok erzak, silah cephane vs. bırakarak kaçtılar. İki yüzden çok esir aldık. Yalnız, Müşir Fuat Paşa'nın oğlu, en sevdiğim süvari yüzbaşısı şehit edildi." 

- Can Sanar

Comments


©2019 by Müverrih Mecmua. Proudly created with Wix.com

bottom of page