Osmanlıca İmlâda Ünsüz Benseşmesi
- Müverrih
- 24 Tem 2019
- 1 dakikada okunur

Osmanlıca imlâda, günümüzdeki imlâya göre, kullanılan harflerin Arap kökenli harfler olması haricinde de çok büyük farklar mevcuttu. Bunlardan biri, ünsüz sertleşmesinin (benzeşmesi), Osmanlıca imlâda hiçbir zaman geçerli olmamasıydı. Türk diline has bir ses hadisesi olan, harflerin sertleşmesi olayı [meselâ ağaç + (-da) birleşiminde sesin, ağaçda değil, ağaçta şeklinde çıkması, d'nin t'ye dönüşmesi] Osmanlı Türkçesinde hiçbir zaman yazıya geçirilmezdi. Zira harflerde sertleşme, sadece konuşma dilinde ortaya çıkabilecek bir ses olayıydı ve yazı dili gibi esaslı ve edebî bir mecrada bu bozulmalar barınamazdı. Bu sebeple Osmanlı müellifleri (tabii Arap harfleriyle); "atkı" değil "atgı", "gelmişti" değil "gelmişdi", "aşçı" değil "aşcı" ve hatta "attı, yetti, gitti" değil "atdı, yetdi, gitdi" şekillerinde yazarlardı. Çok enteresandır ki, ünsüz benzeşmesi olayının yazı diline geçmemesi durumu; Osmanlıcanın yanı sıra Çağatayca, Karahanlıca ve hatta Göktürkçe imlâda da geçerliydi. Meselâ Orhun Kitabelerinde "Ança budunuğ kop itdim." cümlesindeki son kelime, "ittim" değil "itdim" şeklinde imlâ edilmişti. Bu, elbette ki, Türkçenin yazı dili ile konuşma dili arasındaki ses güzelliği ve sanat farkıdır. Göktürkçe devrinde bile seslerin sertleşmesi şeklindeki bozulma, ancak halkın ağzında tezahür edebilecek bir hadise olarak görülmüş ve bu bozulma yazı dilinden uzak tutulmuştu. Sonraki devirlerin ve şive/lehçelerin de tümünde bu durum devam etmiş, yazı dilinde "attım, ettim, gittim" gibi biçimler asla yazılmamıştır, ta ki Harf İnkılâbı ile Latin harflerine geçmemizden kısa bir süre sonra Türkçe imlânın da değişerek Türkçe yazı dilinin, tamamen halkın konuştuğu gibi yazılmasına kadar.
İnstagram : Astragankalpaklılar https://www.instagram.com/astragankalpaklilar/
Comments